26 Mayıs 2013 Pazar

'Amerika Mars'ta yaşayan canlı buldu.' mu?

Büyük sır ortaya çıktı!



'Amerika Mars'ta yaşayan canlı buldu.'

Rusya'daki bilim çevreleri Mars ’ta araştırmalar yürüten ABD'nin Kızıl Gezegen’de elde ettiği bulguları dünya kamuoyuyla paylaşmadığını, hatta NASA ’nın Mars’ta hayat belirtilerine rastladığını ve bu bilgiyi büyük sır olarak sakladığını iddia etti.

Rusya’nın üçüncü federal kanalı TV3 ekranlarına gelen haber programına katılan jeoloji profesörü Aleksander Portnov, “Bizim elimize geçen sızıntı bilgilere göre NASA, Gail kraterinde ya eskiden yaşamış canlıların kalıntılarına rastladı veya daha da büyük sansasyon yaratacak şekilde şu an bile gezegende canlı varlık izleri buldu.

Fazla yayılma fırsatı olmadan yok edilen son ender fotoğraflarda pek âlâ aynı kraterin içinde omurgalı bir yaratığa ait iskelet kalıntısı görülmüştü. NASA bu iskelete izahat getirmek yerine, robot 30 santimetre çukur açtı diye kamuoyunun dikkatini başka yöne saptırmayı tercih etti” dedi.

Kaynak

Komplo Teorileri:- NASA'nın meşhur robotu bir kaç ay önce baya bir gündemdeydi şu sıralar ondan gelen haberler bıçak gibi kesildi, insan acaba bu robot bişeyler buldu da o yüzden mi gündemden düşürüldü diyebilir.
- Rus kanalı reyting kaygısı için yapıyor, demek biraz zor çünkü Aleksander Portnov Rusya'da saygın bir profosör.

19 Nisan 2013 Cuma

Bu Nesil Yıldız Gemisi Görebilecek Mi?

THE FAR SIDE OF THE MOON IS THE FARTHEST A HUMAN HAS EVER TRAVELED.
THAT WAS ALMOST FIVE DECADES AGO. ISN'T IT TIME WE MOVE FORWARD?
Avatar filmindeki Yıldız Gemisi

Öncelikle Yıldız Gemisi nedir?

Yıldızlar arası seyahat edebilen uzay gemilerine Yıldız Gemisi denir. Devasa büyüklükte ve ağırlıkta olan bu gemilerde yüzlerce yıl sürecek yolculuklar nesiller boyunca insanlığa ev sahipliği yapacak olan şimdilik hayal ürünü olan ama er yada geç gerçek dönüşecek olan bir bilim-kurgu ögesidir.

Uzay mekiği ile Yıldız Gemisi arasında ne fark var?

Uzay mekikleri kısa mesafeler için yapılıyor ama Yıldız Gemileri ışık yılları mesafeler gidebilecek en az bir yıldızdan diğerine gidebilecek mesafeler için yapılıyor.
Boyut bakımından da büyük fark var:

Yıldız Gemisi vs Uzay Mekiği Boyut Karşılaştırması (Sadece boy)


Bir yıldız gemisi inşa etmek onlarca yıl alabilir, çok büyük bütçe ister, bu gemiye ev sahipliği yapacak cesaretli ve yüksek IQ lu insanlar ister kısacası büyük fütüristik bir destan yazacak kadar öge bir araya gelmeli.

Bir Yıldız Gemisi yapacak teknolojimiz var mı?
Bir yıldız gemisi inşa etmek için ister inanın ister inanmayın neredeyse tüm imkanlarımız var, ışık hızı motorları ve yapay yer çekimi(Teoride yapay yer çekimi oluşturma mümkün) hariç her şeyimiz var. Belki dış cephenin binlerce yıl çürümeden kalmasını sağlayacak bir maddeden yapılması konusunda sıkıntı çıkabilir çünkü ışık hızı teknolojisine sahip olmadığımız için yüzlerce yıl sürecek yolculuklara gemi dayanamayabilir  fakat, iyon veya plazma motoruyla, süper gelişmiş bilgisayarlarımız ile bu gün bir yıldız gemisi inşa etmiyorsak sebebi tamamen ekonomiktir.

Plazma motoru ile ışık hızına çok yaklaşılacak ve bu motor 2015'te kullanılacak:
Çalışma prensibini resimlerden inceleyebilirsiniz:


(Resimler Popüler Mekanik dergisinden alınmıştır.)


Bir Yıldız Gemisinin içinde yaşam döngüsü nasıl kurulur?
Dünya'dan ayrılan bir Yıldız Gemisi yanına ne kadar yiyecek içecek stoklasa dahi yolculuğun öngörülemeyen problemlerden dolayı uzaması stoklarınızın yetmemesine sebep olabilir bu sebeple gemide bu gezegenimizdekine benzer bir habitat ve döngü oluşturmamız gerekir,bu olay uluslararası uzay istasyonunda başarılı bir şekilde gerçekleştirildi.


Mikro organizmalar ve bitkiler şemada gösterilen döngü ile sağlıklı bir şekilde hayatlarını sürüdürebiliyorlar. Bu durum habitat kurmak için yeterli.


Peki bu nesil ölmeden önce bir Yıldız Gemisi görebilecek mi?
Görebilir. Ne zaman derseniz bir tarih vermek medyumluk olur fakat özel sektörün eline verilen istisnasız her şeyin geliştiğini görebilirsiniz, uzay sanayi de önümüzdeki yıllarda alıp başını gidecek ve bir tarih sallamak gerekirse 2050'li  yıllarda bir Yıldız Gemisinin yapımına başlandığı haberleri duyurulabilir bu yıldan itibaren azami 10 -15 yıl sonra bu nesil bir Yıldız Gemisi görebilir.(gene tutamadım kendimi tahminler fora)

İnsanlık bir yıldız gemisi yaparsa ilk durağı neresi olacak?
Şimdilik bildiğimiz kadarı ile yaşanabilir atmosfere sahip ve yıldızına ideal uzaklıkta exo* gezegenlerin bulunduğu sistem olan Proxima Centauri muhtemel durağımız olacak fakat bilim adamları durun daha yakın bir yıldız sistemi keşfettik orada da exo gezegenler var der ise durum değişebilir. Yıldız sistemleri astronomide en zor keşfedilen malümatlardır çünkü bir yıldız sistemini keşfetmek için milyon dolarlık teleskoplar ile belkide günlerce aylarca aynı noktayı gözlemlemeniz lazım yıldızdan gelen ışık bir anlık bile kesilirse baktığınız noktada bir exo gezegen var demektir.

*Exo Planet (Karbon bazlı yaşama müsait ortamın olduğu gezegenler)




İnsanlık buna hazır mı?
Malesef Dünya halkı yıllar sürecek bir yolculuğa ne bilinç olarak hazır ne de mental olarak hazır ama insan hızlı gelişen bir varlık 50 yıl sonra insanın nasıl bir kültüre bürüneceğini tahmin etmek güç.

Günümüzde bu konuda atılmış adımlar var mı?
Pentagon ve Nasa bu konuda çalışmalar yapıyor, "100 Year Starship" adlı bir projeleride var 200 insanı Proxima Centauri ye 90 yıl sürecek bir yolculuk ile ulaştırmayı planlıyorlar.
Projenin lideri Dr. Mae Jemison 100 Year Starship projesini tanıtıyor:  http://vimeo.com/58664628
Projenin Resmi Web sayfası: http://100yss.org/ Projenin Twiter adresi: https://twitter.com/100YSS

Yararlanılan kaynaklar:
Popüler Mekanik* (Afrika Kıtası versiyonu Mayıs ayı)
Vikipedia

10 Mart 2013 Pazar

Nanosuit in gerçekten var olduğuna dair deliller


Crysis adlı oyun ile fenomen haline gelen Nanosuit (süper gelişmiş bir savaş zırhı) askeri alanda gizliden gizliye kullanıldığına dair bir çok delil var aslında delilden ziyade Nanosuit in var edebilecek teknolojinin varlığından söz edebiliyoruz.
Kotaku.com'un haberine göre bir Nanosuit oluşturmak için gereken tüm teknolojiler hali hazırda keşfedilmiş durumda ve şu sıralar güçlü devletlerin bu teknolojileri bir araya getirerek özel birliklerine Nanosuitler tahsis edebilecek durumda olduklarını haberinde sunmuş. Görünmezlik, kasları güçlendiren lifler, şok emen materyaller hepsi haberde yarı akademik bir dil ile anlatılmış merak edenler buradan haberi inceleyebilir.

5 Şubat 2013 Salı

Patriotlar ve Biz



Radar tarafından algılanan füzenin özelliklerinin belirlendiğini ifade eden Yılmaz şu bilgileri verdi: "Sistem bilgisayarı, hangi bataryadaki füzelerin daha etkin sonuç sağlayacağını tespit ederek, ateşleme için seçim yapar. Füze ateşleme için 9 saniyeden daha kısa bir süre içerisinde hazırlanarak fırlatılır. Patriotlar hem uçaklara hem de balistik füzelere karşı kullanılabilmektedir. Bunların menzilleri tiplerine göre... Füzelere karşı 20 kilometre, uçaklara karşı 120 kilometredir. Bir diğer teknik ise füzelere karşı 36 kilometre, uçaklara karşı 65 kilometredir."

Milli savunma bakanı İsmet Yılmaz.
Kaynak


Patriotlar hakkında can alıcı sorular ve cevapları


- Peki gerçekten bu füzeler bizimi koruyacak yoksa Avrupalı devletleri mi?

Evet bizi koruyacak potansiyelleri var fakat sorun şu ki bizden çok Avrupayı ve A.B.D yi koruyor nasıl derseniz şöyle oluyor. Biraz ön bilgi vereyim bu patriotların arasında kapalı bir internet ağı var yani kendi içinde bir network ağına sahip durum böyle olunca İran dan ateşlenen bir füze Türkiyeyi vurmayacaksa bile buradaki patriotlar bundan hemen haberdar olup tüm dünya üzerindeki patriotlara haber yolluyor Türkiye deki patriot İran dan gelen füzeyi ıskalarsa yada bir şekilde vuramazsa diğer ülkelerdeki patriotlar için çocuk oyuncağı olacak çünkü o füzeden çok önceden haberdar olacaklar.

Gerçek menzilleri ne kadar?

Bu kesinlikle askeri bir sır ama Körfez Savaşı'nda(savaş 1990 da idi fakat patriotlar 1970 yılında geliştirildi) 100 kilometre menzilden bir füzeyi yolun yarısına gelmeden imha edebiliyorsa şimdiki 2013 teknolojisine göre kaç kilometrelik bir menzile sahip olacağını  bir düşünün ve bu düşündüğünüzü iki ile çarpın çünkü günümüz teknolojisi ile askeri teknoloji arasında en az 50 yıllık bir fark olduğunu unutmayın.


Önceki savaşlarda ne kadar başarılı oldular?

Körfez Savaşı’nda Irak’tan gelebilecek olası tehditlere karşı çevresinde bulunan ülkelere yerleştirilen Patriot’lar, özellikle İsrail ve Suudi Arabistan’da etkin olamamışlardır. Irak’tan gelen SCUT ve Al Hussein füzelerini durdurmakta yetersiz kalan Patriot’ların, Suudi Arabistan’da %80, İsrail’de ise %50 oranında başarılı olabildikleri belirtilmiştir. Bu başarı oranlarının Suudi Arabistan ve İsrail hükümetleri tarafından sansürlenmek istediği ve gerçek başarı oranının Suudi Arabistan’da %70, İsrail’de ise %40 olduğu belirtilmiştir.

 Bu sorunun cevabı  Wiki den alınmıştır.


Maliyeti Türk halkının cebinden mi çıkıyor?

Öyle görünüyor bu konuda bilgim yok fakat hiçbir devletin Türkiye korunacak diyerekten kendi meclisinden bu iş için ödenek çıkaramaz halkı isyan eder, bir düşünün meclis bir gün toplanıyor konu şu; Bulgaristana patriot yerleştirilecek bu konuda ödenek çıkarılması lazım çok mantıksız olur değil mi?
Nato ülkesiyiz parayı Nato karşılar diyorsunuzdur ama emin olun öyle değil çünkü savunma bakanı bu konuda kem küm ediyor açıklama yapmaktan kaçınıyor.
Bu patriotlar çok ciddi pahalı aletler wikide yazdığına göre 76 model bir patriot 1 ile 6 milyon ABD doları arasında değişiyor.(Cephanesi ve personeli bu işe dahil mi bilemiyorum)


İçerisindeki teknoloji ne seviyede?

Üstede söylediğim gibi bildiğimizden en az 50 yıl ileridedir bu konuyu gerçekten çok merak ediyorsanız Battleship filmini tavsiye ederim, oradaki uçak gemileri az buçuk fikir veriyor, havadaki mermiyi vuracak cinsten bir teknoloji olduğunu düşünüyorum tabiki düğmesi bizde olmayan bir teknoloji.

17 Ocak 2013 Perşembe

Birbirinden haberi olmayan 3 farklı kıtada 3 farklı medeniyetin 3 benzer fenomeni


Birbirinden haberi olmayan 3 farklı kıtada 3 farklı medeniyetin 3 benzer fenomeni...
Ne büyük tesadüf değil mi?

Bilimsel olarak yaklaşırsak 100 maymun deneyi (100th Monkey experiment) bize biraz yardımcı olabilir, zamanında araştırmacılar yüz maymun üstünde yaptıklar test ile bu işin tesadüfün ötesinde bir fenomen olduğu açıklanabilir.


100. maymunun hikayesi:

Pasifik Okyanusu'nda irili ufaklı birçok ada. Bu adalarda Macaca Fuscata türü Japon maymunları yaşıyor. Bu adalardaki maymunların doğal ortamları içindeki davranışları otuz yılı aşkın bir süre bilim insanları tarafından gözleniyor.


1952'de Koshima Adası'nda bilim insanları maymunların beslenmesi için kumların içine tatlı patates bırakıyorlar. Bu adanın maymunları da tatlı patatesin tadından hoşlanıyor ama yiyeceklerinin kumlu olması hiç de hoşlarına gitmiyor. Ama can boğazdan gelir diyerek kumlu da olsa tatlı patatesleri yemeye devam ediyorlar.


Bir gün, on sekiz aylık İmo isimli dişi maymun bu soruna bir çözüm buluyor, İmo, tatlı patatesleri en yakın su birikintisinde yıkayarak yemeyi akıl ediyor. Bu buluşunu annesine de öğretiyor, İmo'nun arkadaşları da patateslerini yıkayarak yemeyi öğreniyor ve kendi annelerine de öğretiyor. Bu yeni davranış biçimi bilim insanlarının gözleri önünde, yavaş yavaş maymunlar arasinda yayılıyor.

1952 ve 1958 yılları arasinda genç maymunlar, beslenmelerini daha zevkli hale getirmek için, kumlu tatlı patateslerini yıkamayı öğreniyorlar. Bu daha sağlıklı ve zevkli yeni davranış biçimini çocuklarını taklit ederek onlardan yeni bir şey öğrenen yetişkin maymunlar da kazanıyor. Yeniliklere açık olmayan, çocuklar ve gençlerden de öğrenilebileceğini düşünmeyen, kendi bildiklerini tekrar eden yetişkin maymunlar ise kumlu patates yemeye devam ediyor. 1958'in sonbaharında çok şaşırtıcı bir şey oluyor. Koshima maymunlarının bir kısmı (diyelim ki 99 maymun) artık patateslerini suda yıkayarak yemeyi öğrenmiş oluyor.


Bir sabah, gün doğarken yüzüncü maymun da patateslerini yıkayanlar arasına katılıyor. İşte o an her şey değişiyor. Aynı günün akşamı, adadaki hemen hemen tüm maymunlar, patateslerini yemeden önce yıkamaya başlıyor. Yüzüncü maymunun ilave enerjisi her nedense devrim yaratıyor!


Ama hikâye bitmedi. Bilim insanlarını şaşırtan asıl sürpriz, bu adayla doğrudan bir ilişkileri olmadığı halde, diğer adalardaki maymun kolonilerinin de aynı anda patateslerini yıkamaya başlamaları... Yeni bir düşünce ve davranış tarzı, toplumları oluşturan fertlerin belirli bir oranı tarafından benimsendiği an, bu yenilik, mesafenin önemi olmaksızın zihinden zihine aktarılabiliyor.

Yani, "Yüzüncü Maymun Fenomeni" denilen bu fenomen şunu gösteriyor: Yeni bir düşünce, yeni bir yol, toplumda sadece belirli sayıda insanlar tarafından biliniyorsa, bu yenilik sadece o kişilere ait bir şey olmuyor.


Bilimsel olmayan fantastik bir yolla açıklamak istersek;  
Yıllardır dillendirilen bir olgu olan piramitleri uzaylılar yaptı deniliyor bu sebeple aynı ırk uzaylılar 3 kıtada iş çevirmiş olabilir.


Hangi açıklamaya inanacağınız size kalmış.