23 Haziran 2012 Cumartesi

Bilim Kurgu Yapıtlarındaki Fenomenler (Yazı Dizisi -1-)

Bilim kurgu deyip geçmemek lazım bilime yol gösteren  yegane kaynak bilim kurgudur, bu gün imkansız dediğimiz şey yarın gerçeğe dönüşebiliyor. Gelin şimdi bu bilim kurgu fenomenleri hakkında üç beş  kelam edelim.



Dyson Küresi: Gerçekten imkansız gibi görünen işleyişi basit fakat yapılışı zahmetli bir fenomendir,basitçe şöyle izah edilebilir;  bir yıldızı tamamen küre içine alıp ondan yayılan tüm enerjiyi medeniyetimizin refahı için kullanılmasıdır. Dile kolay, tüm bir yıldızı küre içine almak için kaç tane gezegenin tamamını kullanmak gerekir  ve nasıl bir teknoloji izlemek gerekir akıl almaz bir fikir, hatta bazı bilim adamları evrende Dyson Küresi teknolojisini kullanan medeniyetlerin olduğunu düşünüyor. Kim bilir günün birinde bizde kendi güneşimize bu şekilde bir girişimde bulunuruz.

FTL Motoru: Açılımı 'Faster Than Light' olan bu fenomen tüm bilim adamlarının hayalini süsler, basitçe ışıktan daha hızlı gitmek için yapılmış motorlardır. Teoride Einstein'nın E=mc² devreye girince böyle bir teknolojinin asla  var olmayacağı sonucu çıkıyor, fakat Cern deneyi ile ışıktan hızlı parçacıkların olduğu kanıtlandı böylelikle FTL Motorunun halen gerçeğe dönüşmesi yolunda umutları alevlendirmiş oldu.

Görünmezlik: Her insan hayatında bir kere görünmez olmak istemiştir fakat bu fenomende diğerleri gibi zor ve değerli bir teknoloji şöyle ki böyle bir teknoloji bulunsa dahi kolay kolay halka duyurulmaz çünkü askeri yönden büyük değere sahi olacağını aşikar. Hali hazırda 'optik kamuflaj' teknolojileri çok ilerlemiş durumda yani arkanızdaki görüntüyü öne yansıtarak sizi görünmez kılan bu teknoloji şimdilik hayal edilen görünmezlik  teknolojisi kadar cazip değil çünkü kullanışsız ama bir diğer gelişim ise okyanusların derinliklerinden umut veriyor, parlak pullu köpek balığı istediği zaman hücre bazında ışığı içinden geçirerek görünmez olabiliyor, buna benzer hücresel bazda görünmezlik elde edebilen deniz canlıları mevcut bunların DNA kodları anlaşıldığında görünmezlik yolunda büyük adımlar atılabilir.(Belkide çoktan böyle bir teknoloji vuku buldu bilmek zor)

Death Star: Gezegen katili olarak Star Wars filminde karşımıza çıkan bu fenomen gerçekten bir abartı abidesi gibi dursa da heybetli bir ihtişam abidesi olarak da karşımıza çıkabilir. Gezenleri yok etmek için yapılmış gezegen boyutundaki bu dev silah milyon tane mürettabat ile uzayda yol alabilen bir fenomendir. Teleskoplarımızın görebildiği kadarıyla bu galakside düşman bir uygarlık yok(sanki dost uygarlıkları bulmuşuzda) bu sebeple bu tarz bir abartıdaki silaha ihtiyacımız yok bu sebeple şimdilik bu fenomenden umudu kesebilirsiniz.

Zamanda Yolculuk: Geleceğe Dönüş filmi ile meşhur olan bu fenomen çok yönlü paradokslara yol açtığı için
gerçekleşmesi biraz zor gözükse de bu yolda ortaya atılmış teoriler zamanda yolculuk yapılabileceğini ortaya koyuyor. En basitinden Dünyadan yola çıkacak bir uzay mekiğinin bir kara delik yada kütlesi çok büyük olan bir yıldızın etrafında üç beş tur atıp Dünya ya dönmesi yeterli, Dünya da yüz yıllar geçmiş olacak :) (Ne kadar basit değil mi  hadi  yapalım). Aslında bu kadar uğraşılmadan dünyada kütle çekim cihazı yapsak bu şekilde de zamanı kontrol edebiliriz ama tabi ki yazıp çizdiğimiz her şey teoride kalıyor, insanoğlunun henüz bu teoriyi kanıtlayabilecek imkanı yok.

Android: Teknolojinin dur durak bilmediği bir dönemde yaşadığımız için tüm fenomenler arasında en kısa zamanda gerçekleşmesi ihtimali olan fenomendir. Hali hazırda Amerika da bu teknoloji üzerinde çalışan Darpa adlı şirket ve Uzak Doğudaki Honda'nın Asimo robotu yakın bir gelecekte Android göreceğimizi bize fazlasıyla hissettiriyor.

Hologram: Bu fenomenin son 4 yıldır gerçekten var olduğunu söyleyebiliriz, hatta Japonya da hologramdan yaratılmış bir pop starıda mevcut.


İşınlanma: "Işınla bizi Scotty" repliğiyle hayatımızda yer edinen bu fenomen üzerinde gerçekten ciddi çalışmalar dönüyor atomları laboratuvar ortamında ışınlamayı başaran bilim adamları bakalım koca bir insanı ışınlama konusunda neler yapabilecekler. Bu  fenomen hayat bulması için teknolojinin bir çok alanda ilerlemesi gerekecek zira bir insanı ışınlamak demek onu bir nevi geçici olarak dijital veriye dönüştürmek demektir ve bir insanın  veriye dönüşmesi demek milyon perabayt(şimdiki teknoloji ile tek bir insan için gökdelen  büyüklüğünde  hard disk gerekir) dijital veri saklama alanı gerektirecek bir iştir, diğer tarafta onu tekrar birleştirecek olan işlemcinin de perabayt bazında işlem yapma kapasitesine  sahip olması gerekir. Sanırım ışınlanma fenomeni konusunda çok sabretmemiz gerekecek.

Paralel Evrenler: Merak uyandıran fenomenlerin en başında sanırım bu fenomen var çünkü bu fenomen artık bir çok bilim adamı tarafından kabul görmeye başladı. Kuantum fiziğine göre sizden evrende sonsuz sayıda var. Diğer bazı fenomenler gibi bu fenomende malesef kanıtlanma aşamasında kitleniyor çünkü henüz paralel evrenleri nasıl algılayacağımızı bulamadık bir grup bilim adamı paralel evrenler bizim bir mikron ötemizde fakat başka bir boyutta vuku bulduğunu söylüyor. Son on yıldır bu fenomen hakkında bilim dünyası fikir yürütme konusunda emin değildi çünkü bilim dünyası elle tutamadığı şeyi savunma konusunda çekingendir fakat atom altı kuantum fiziğindeki atılımlar atomların birden çok yerde olabileceğini gösterince paralel evrenler teorisi son yıllarda bilimin gözdesi oldu.(Cern sağolsun)
Bu konuda bu belgesele bir göz atmanızı tavsiye ederim:


Stargate: 1994 yılında hayatımıza girdiğinde bir sinema filminin kurgusal fenomeni olarak kalacak sandık fakat  2009 yılına kadar süren bir maceraya malzeme olan bu fenomen gerçekten çok büyüleyici bir cihazdır. Gezegenler arasında kurt delikleri açıp kısa sürede yolculuk yapmayı mümkün kılan bu kuramsal cihaz, bilimsel manada pek dayanak bulamasa da kurt delikleri teorisi ile işin içinden çıkıyor. Gerçeğe dönüşmesi için en başta geçitin yapıldığı madde olan naqudah elementinin özelliklerine sahip bir metalimsimizin olması gerekir şimdilik böyle bir metalin olmadığını düşünüyoruz, günün birinde göktaşı madenciliğinden bu tarz bir element çıkarsa o zaman Stargate için umutlanabiliriz, o güne dek bu fenomenin dizileri ve filmleri ile idare edeceğiz.



Yıldız Gemisi: Yıldızlar arası seyahat edebilen bir gemi düşleyin eğer Star Trek izlemiş biriyseniz hemen aklınıza Atılgan gelecek bu fenomenin hayat bulduğu bir çok dizi ve film var fakat en tanınmışı Atılgan idi. Bu tarzda bir  gemi yapmak için öncelikle bir FTL Motoruna ihtiyacınız var FTL fenomeni gerçekleştiği zaman bir yıldız gemisinden bahsedebiliriz. Fakat biz hiber uyku pozisyonunda gideriz derseniz o zaman işler değişir şimdiki Dünya halkı imkanlarını birleştirirse en yakın yıldız sistemine sanırım Alfa Centauridir, bu sisteme gidip Alfa Centauri yıldızının etrafındaki exo gezegenlere(oksijen bazlı yaşama uygun) ulaşılabilir fakat gemide 4 bin ışık yılı uyumayı göze alan insanlara ihtiyacınız var, pek mantıklı durmuyor ama bir FTL motoru bulamaz yada uzayı bükme konusunda bir gelişme gösteremezsek bu fenomen uğruna hiber uyku ile uzayda uzun yıllar seyahat etmek zorunda kalacağız.

Hibernation:  Bu fenomene kısacası kış uykusu diyebiliriz, uzak bir gezegene yada bir güneş sistemine yolculuk yapacaksak bu üç beş yılda olacak bir iş değil yüzyıllarca belkide daha fazla bir ömür gerekli bu sebeple pasif bir uyku ile vücudun tüm fonsiyonlarının ikinci bir emre kadar durdurulmasıdır. Işık hızına ulaşma konusunda önümüzde çok yol olduğu için eldeki imkanları daha gerçekçi bir fenomene yöneltmemiz gerekiyor buda hiber uykudur, hayvanlar aleminde bazı hayvanların yapabildiği bu fenomenin insanlar tarafından yapılmaya çalışılması yakın bir gelecekte mümkün görünüyor zira bu alanda Nasa ciddi araştırmalarda ve girişimlerde bulunuyor.

Yapay Yerçekimi Motoru: Hayata geçirilmesi bir zorunluluk olan fenomenlerden birisidir çünkü uzay yolculuğundan dönen bir çok astronotun yerçekimsiz ortamda uzun süre kalmasından dolayı kemiklerinin güçsüz düştüğü görülmüştür, bu gereklilik bir yana bir Yıldız Gemisi istiyorsak içerisinde bulunması gereken teknolojilerin başında yapay yer çekimi motoru olmalıdır. Bu konuda bazı çalışmalar ve teorile rmevcut yapay yerçekimi motoru yapmak bir nevi küçük çapta kütle çekim cihazı yapmak demektir ve bu cihaz bir zaman makinasının temeli olabilir, bu sebeple kolay bir fenomen değil. Bazı filmlerde uzay mekiğinin çevresinde dönen eksenli  halkalar merkez kaç ile yapay yer çekimini sağlıyor, bu da teoride işler gözüküyor.

Serhat ÖDEN.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder